Farklı bölgelerde çeşitli iklim ve bitki örtüsüne sahip olan ülkemiz, 5 farklı yerli balarısı ırkını ve birçok ekotipini içinde bulunduran dünyanın en önemli arıcılık merkezlerinden birisidir. Zengin doğa örtüsü ve genetik çeşitliliğe sahip olmasına rağmen ülkemizde yeterli düzeyde damızlık ve normal anaarı yetiştirme işletmeleri kurulamamıştır. Bu tür işletmelerin yeterli düzeyde kurulması arıcılık sektörünün verimliliğini olumlu yönde arttıracaktır. Bu yüzden her bölgeye adapte olmuş yerli baları ırkları ıslah edilerek, hastalıklara, zararlılara dirençli ve yüksek verim vb. özellikleri olan damızlık arı kolonileri oluşturulmalıdır. Bu işletmelerden yetiştirilen ana arılar normal anaarı yetiştirme işletmelerine verilmeli, bu işletmelerde yetiştirilen analar, sabit ve gezginci arıcıların yıllık anaarı ihtiyaçlarını karşılamalıdır. Kurulan bu model sayesinde damızlık ana üreten işletmeler ekonomik yönden üstün özelliklere sahip ana arı üretimi konusunda uzmanlaşırken, normal ana arı üreten işletmeler ise ana arı yetiştirme konusunda gezginci ve sabit arıcılara destek sağlayarak, iş gücü ve sermaye israfını azaltacaktır.
Arıcılık sektöründe kullanılan ana arıların ekonomik ömrünün bir sezon olması, damızlık ve normal anaarı yetiştiren, sabit ve göçer arıcılık yapan işletmelerin kolonilerinde doğal veya yapay tohumlama yoluyla çiftleştirilmiş anaarıların her yıl yenilenmesi gerekmektedir. Yetiştirilen genç anaarıların işletmeler için ekonomik değerinin yüksek olması, kolonilere ana arıların kabul ettirilmesiyle ilgili tekniklerin önemini arttırmaktadır. Ayrıca arılıklarda bulunan bazı kolonilerde arıların saldırgan olması, kireç vb. hastalıkların varlığı, düşük kuluçka verimi, oğul vermeye eğilimlilik (genç ana arılar oğul vermeye daha az eğilimlidir) gibi problemler görüldüğünde de kolonilerin eski anaları uzaklaştırılarak, genç anaarının kolonilere kabul ettirilmesi gereklidir.
Normal koşullar altında doğada her koloni bir ana arıya tolerans gösterir. Bazen kolonide iki tane anaarı aynı anda görülebilir. Bu durum çeşitli nedenlerden dolayı (ana arınının sakatlanması yeterli düzeyde çiftleşememesi vb.) oğul vermeden ana arı değiştirmek isteyen (süpersedur) kolonilerde yeni yetiştirilmiş genç ana arının kendi genetik yapısına yakın olan yaşlı anaya tolerans göstererek bir kaç hafta koloni içerisinde faliyet göstermesine izin verebilir. Bu süre sonunda kolonide tek ana arı faliyet göstermeye devam eder.
Yine anası olmayan koloniye iki ana kabul ettirmek istendiğinde, kovan ana arı ızgarasıyla ikiye bölünüp, kovanın bir kenarına başka, diğer kenarına başka ana arı kafesi konularak kabul ettirilebilir. Belli bir süre sonra ana arılar koloniyle aynı kokuya sahip olacağından yumurta yumurtlayarak hayatlarını devam edebilirler. Koloniye nektar akışı azaldığı ve işçi arıların yağmacılığa karşı tavır aldığı zamana kadar bu durum sürebilir. Daha sonra işçi arılar anaarılardan birisini öldürürler.
Çerçeve üzerindeki işçi arılar, bir kutu içine silkilerek bir kaç kez çalkalanarak, vurulup ürkütülerek, peteksiz ve kuluçkasız serin yerde bir kaç saat bekledikten sonra verilen anaarıları bir kerede kabul ederler.
Petek gözlerinden yeni çıkmış işçi arılar yeni anayı her zaman kabul ederler. Bu yüzden arıcılar damızlık değeri yüksek olan anaarıyı genç işçi arıların yoğun olduğu peteklerin üzerine bırakmalıdır.
Eğer koloni çok uzun süre anaarısız kaldıysa ve ana arı, ana arı gözünden yeni çıktıysa kabul ettirmede kullanılan ana arı kafesine gerek kalmadan koloniye kazandırılabilir. Fakat ana arı, gözden çıkalı 4-5 gün olmuşsa, bu ana kolonide yumurta yumurtlayan ana arıdan daha zor kabul ettirilebilir. Ana arı koloniye nektar akımı döneminde daha kolay kabul ettirilir. Nektar akımı yoksa koloni şeker şurubu ile beslenmelidir.
Yeni anayla analandırılacak kolonide yalancı ananın olmamasına dikkat edilmelidir. Koloni anasız kaldığında kendi kendine anaarı yetiştiremediğinde veya arıcı tarafından uzun süre analandırılmadığında, kolonide bulunan işçi arıların bir kısmı diğer işçiler tarafından arı sütü ile beslenerek yumurtalıklarının gelişmesi sağlanır. Bu tip işçi arılara yalancı ana arı denir. Kısa bir süre sonra yumurtalıkları gelişen yalancı analar yumurtlamaya başlar. Bu işçi arıların sperm keseleri olmadığından çiftleşemezler. İşçi arı gözlerine dölsüz yumurta bırakarak erkek arıların oluşmasına neden olurlar. Arıcılar kolonilerinde işçi arı gözlerinin duvarlarında ve dip kısımlarında birden fazla dağınık düzende yumurta gördüklerinde bu sorunla karşı karşıya olduklarını anlayabilirler. Bu tip sorunlu kolonilere yeni ana verilmek istendiğinde, yalancı analar yeni anaarıyı öldüreceklerdir.
Normal koşullarda, ana arısı olmayan koloniye genç döllenmiş ana arı direkt verilirse, salgıladığı yabancı ana arı feromonları nedeniyle işçi arılar tarafından yabancı olarak algılanacağından saldırıya uğrayarak öldürülecektir. Bu yüzden, yeni ana arının kolonideki işçi arılara, işçi arıların yeni anaya alışması için 3-4 gün anaarı kafesinde tutulması gerekir.
Ana arının taşınmasında ve koloniye kabul ettirilmesinde ana arı kafesi kullanılır (Şekil-1). Anaarı kafesi, 6-10 genç işçi arının ve arı kekinin bulunduğu iki bölmeden oluşur. Kafeste iki çıkış deliği bulunur, bunlardan biri kekin olduğu kısımda, diğeri ana arı ve işçi arıların birlikte bulunduğu kısımdadır. Kafesin en az bir yüzü arıların geçemiyeceği kafes telinden oluşur. Arı keki anarının bir yerden başka bir yere taşınmasında kafes içinde bulunan işçi arıların beslenmesi amacıyla kullanılır. Kafesin içine konulan genç işçi arılar kolonide bulunan larvalı çerçevelerin üzerinde bulunan genç bakıcı arılardan seçilir. Bu arıları seçerken özellikle petek üzerinde larvaların bulunduğu petek gözlerine kafasını sokan işçi arılardan olmasına dikkat edilmelidir. Bu davranışı gösteren işçi arıların arı sütü salgılama bezleri gelişmiş olduğundan ana arının taşınması sırasında arı sütüyle beslenmesinde ve kafes içerisinin iklimlendirilmesinde görev alırlar. Yoldan gelen kafeslerdeki anaarılar hemen kolonilere verilmeyecekler ise oda sıcaklığında sessiz ve karanlık bir yerde gece boyunca bekletilirler. Bu esnada kafeslerin telli kısmının üzerine küçük parça peçete kağıdı konularak temiz su ile ıslatılmalıdır. İşçi arıların su ihtiyacı bu şekilde karşılanmış olur. Kafesin içerisinde bulunan işçi arılar anaarının koloniye verilmesinden hemen önce kafesten çıkarılmalıdır. Kafes içerisindeki işçi arıların kokuları koloni içindeki işçi arıların kokularından farklı olduğundan, kovandaki arılar tarafından yabancı olarak algılanacağından ana arının kovana kabul edilmesini engelleyeceklerdir. Bu yüzden ana arı koloniye verilirken kafesin içinde yalnız olmalıdır. Kafesler tahtadan veya özel plastikten (elektro statik enerji yaratmayan) yapılır.
Ana arı kafesindeki işçi arıların besin ihtiyaçlarının sağlanması ve ana arının koloniye kabul ettirilmesinde arı keki kullanılır. Kovanda bulunan işçi arılar kafesin çıkış deliğinde bulunan arı kekini zaman içerisinde tüketerek ana arının kafesten çıkmasını sağlar. Böylece koloninin ana arıyı kabul etme olasılığı artmış olur. Ana arı kafesi için en iyi arı keki yaklaşık %15 bal, %85 pudra şekeri içermelidir. Eğer ana arılar üretildikten sonra kafesle başka işletmeye gönderilecekse bu kafeslerde kullanılan arı kekinde bal veya polen kullanılmamasına dikkat edilmelidir. Bal ve polen amerikan yavru çürüklüğü hastalığının bakterisini veya sporunu bünyesinde bulundurabilir. Bu riski ortadan kaldırmak için arı keki su ve pudra şekerinden hazırlanmalıdır.
Ana arısı olmayan veya anası değiştirilecek kolonilere yeni ana verilmesi için en uygun zaman ilkbahar ve sonbahardır. İlkbahar aynı zamanda kolonilerin oğul verme isteğinin arttığı ve arı topluluğunun hızla büyüme isteğinin oluştuğu dönemdir. Sonbaharda koloni kışlamaya hazırlandığı için yaşlı ve problemli anaarılar istenmediğinden, yeni verilecek anaarı daha kolay kabul ettirilebilir.
Yeni analandırılacak kolonide eski anadan kalma yumurta ve larvanın olmadığından emin olunmalıdır. İşçi arılar eski analarının yok olduğunu anladıktan sonra, onun bıraktığı kendi genetik yapısına yakın olan larvalardan yeni ana arı yapmak isteyecektir. Bu fırsatı olan kolonilere kendi genetik yapısında olmayan ana arı verildiğinde koloninin yeni anayı kabul etmeme riski vardır. Bu risk bulunan kolonilerde kendi kendine ana yetiştirme imkanı ortadan kaldırmak gerekir. Koloniye yeni kabul ettirilecek ana arı kafes içerisinde, kuluçkalı peteklerin arasına, arı keki aşağıya gelecek şekilde sıkıştırılmalıdır. Arı kekinin aşağıda olması ana arının üzerine kekin akma riskini ortadan kaldırır. İşçi arıların kafes tellerini ısırma davranışı gözleniyorsa ana arı kafesten çıkarılmamalıdır. Kolonideki kuluçkalı peteklerde ana arı gözü kontrolü yapılmalı, rastlanırsa bozulmalıdır. Ana arı kovana kafesle verildikten 3-4 gün sonra serbest bırakılmalıdır. Ana, genç işçi arıların bulunduğu kuluçkalı peteğin üzerine bırakılırken, bu alana 1/1 hazırlanmış şeker şurubu püskürtülmesi kabul edilmesine yardımcı olacaktır (Şekil-2). Arıcı, arılığa 3-4 günden daha geç gelecek ise kafesin kek kısmındaki delik açık bırakılarak işçi arıların keki yiyerek anayı serbest bırakmaları sağlanabilir.
Ana arının kuluçka peteklerinin üzerinde yürüyerek yumurta yumurtlama imkanı bulabileceği plastik veya metal tel kafes içine hapsedilmesi yoluyla koloniye kabul ettirilmesi, (Şekil 3) tahta ve plastik ana arı kafesi yoluyla kabul ettirilme tekniğinden daha uygundur. Bu teknik, işçi arıların ana arının yumurta yumurtladığını görmesini sağlayacağından yeni ananın kabul edilmesini hızlandıracaktır.
Kolonideki arılar yeni ana arıyı kabul etmemeye karar verdiklerinde etrafında kümelenerek, anaarı ve işçi arılardan meydana gelen bir top şeklini alır (Şekil 4). Eğer arıcı müdahale etmezse işçi arılar ana arıyı boğarak veya sokarak öldürürler. Arıcı böyle bir davranışı görürse top şeklindeki bu kümeyi alarak kovanın dışına koymalı ve bu topluluğun üzerine körük dumanı uygulamalıdır. Ana arı bu dumana mümkün olduğu kadar az maruz bırakılmalıdır. Koloniye kabul edilmeyen ana arı bir süre daha anaarı kafesinde tutulmalıdır.
Bazen arıcının tecrübesiz davranışı veya ana arının huzursuzluğu, kovana verilmesi sırasında uçarak kaçmasına neden olabilir. Bu durumda arıcı kovandan biraz uzaklaşmalı ve 15-20 dakika beklemeli, ana arının aynı yere geri döndüğünü ve kovanına girdiğini gözlemleyebilir. Eğer ana arı yaklaşık yarım saat içinde kovanına geri dönmezse, büyük olasılıkla kovanın yakınınında bulunan diğer bir kovana girmiştir. Arıcı koloninin etrafında bulunan kovanları kontrol ettiğinde top şeklindeki arı kümesi gördüğünde bu kümede bulunan ana arının biraz önce kovanından uçup giden ana arı olduğunu anlayabilir.
Namık Kemal Üniversitesi, Ziraat Fakültesi’nde bulunan araştırma ünitesinde kolonilerin genç anaarı ile analandırılmasında, 5 çerçeveli langstroth kovanlar bir çerçeve kapalı yavrulu, bir çerçeve ballı polenli, bir çerçeve boş petekli ve 3 çerçeve arılı olacak şekilde hazırlanır. Bu kovanlara birer tane çıkmak üzere olan ana arı memesi verilir. Gözden çıkan ana arının çiftleşmesi sağlanır. Oluşturulan bu koloninin sonbahara kadar gelişmesi sağlanır. Daha sonra 10 çerçeveli langstroth tipi üretim kovanlarında bulunan yaşlı analar uzaklaştırılır. Kovanların kuluçkalık ve ballıkları arasına gazette kağıdı koyarak, üst taraftaki ballığa 5 çerçeveli çiftleştirme kovanlarında yetiştirilmiş genç ana arılı koloni konulur. 3 gün sonra aradaki gazette kağıdı alınarak üst kattaki kuluçkalı petekler altkattaki kuluçkalı peteklerin yanına yerleştirilir. Ballı polenli çerçeveler kenar kısımlarda bulunan yine aynı tip peteklerin yanına konularak kovanın tek katta kışlama düzeni alınması sağlanır. Bu şekilde genç ana arının yetiştirdiği işçi arılar yeni anayı yaşlı ana arının ürettiği işçi arılardan koruyabilir. Oluşturulan bu tip koloniler genç işçi arısı ve genç ana arısıyla kışı daha güçlü geçirebilmektedir.
Not: Bu makale Muğla İli Arı Yetiştiricileri Birliği’nin “Arıcının Sesi” dergisinde yayınlanmaya layık bulunmuştur.
KAYNAKLAR
Doğaroğlu M, (2009) Modern Arıcılık Teknikleri. S:132-134.
Güler, A. (2006) Bal Arısı (Apis mellifera). Ondokuz Mayıs Üniversitesi Ziraat Fakültesi Ders Kitabı No:55, S:311-313.
Laidlaw, H H (1992) The Hive and the Honey Bee, ed Graham J M(Dadant, Hamilton, IL), P: 989–1042.
Lodesani,M., Costa C. (2005) Practical Aspects of Bee Breeding For Biodiversity Aims. Beekeeping and Conserving Biodiversity of Honeybees, BABE , P:108-141
Morse, A,R (1994) The New Complete Guide to Beekeeping. The Countryman Press. P:100-103.
Root, (1983) A.I. Root, Editor, The ABC and XYZ of Bee Culture, The A.I. Root Co., Medina, OH.
Bir Cevap Yazın